Sarf İlmi Anahtarı
Muhammed Masum Buğra
ÖNSÖZ
بسم الله الرحمن
الرحيم، الحمد لله رب العالمين والصلاة والسلام على سيد الأولين والآخرين.
Bilindiği
üzere arapça inananlar açısından önemli bir yere sahiptir. Zira Kur’ân-ı Kerîm
arapça nazil olmuş, yine Peygamber (s.a.s)’in mirası da doğal olarak arapça ile
aktarılmıştır. Bunun yanında yeryüzünde bu dili kullanan büyük bir çoğunluğun
da bulunması arap dilini ayrı bir ehemiyete haiz kılmaktadır. Biz de bu dilin
öğreniminde müracaat edilen temel ilimlerden biri olan sarf ilmi ile ilgili
olarak yeni başlayanlara bir anahtar, bu dalda ilerlemiş olanlara da bir
müzakere vesilesi olsun diye bu küçük risaleyi hazırladık. Risalede konuların
tafsilatına girmedik. Ayrıca bazı sarf konularını da –i’laller ve ibdaller
gibi- zikretmedik. Zira amacımız başlangıçta bulunan öğrenciye bir giriş
olmasıydı. Yüce Allah’tan çalışmamızı kabul etmesini dileriz.
وآخر دعوانا أن
الحمد لله رب العاليمن
Muhammed
Masum Buğra
11.10.2012
GİRİŞ
Sarf ve Tasrîf sözcüklerinin anlamları
Arap
dilinde “sarf” (صرف)
ve “tasrif” (تصريف) kelimelerinin sözlük ve terim olmak üzere temel iki
anlamı vardır.
Sözlük Anlamı: Dönüştürmek,
çevirmek, değiştirmek manalarını içermektedir.
Terim Anlamı: Arapça kelimelerin
kendi içinde almış olduğu değişiklikleri i’rab ve bina bakımından konu edinen
ilme verilen addır.
Sarf İlminin Konusu: Sarf ilminin
konusu terimsel anlamında da geçtiği üzere arapça kelimelerin kendi içyapısında
meydana gelen değişikliklerdir.
Sarf İlminin Faydası:
Sarf ilmini bilen kişi onunla arapça kelimeleri okurken veya kullanırken
hatadan korunur, kelimeyi doğru telaffuz eder ve hangi harfin kelimenin
kökünden ve hangisinin ziyade olarak geldiğini öğrenmiş olur.
Sarf İlminin Kurucusu:
Başlangıçta sarf ilmi nahiv ilmiyle birlikte ele alınırken zamanla her birinin
kendi özellikleri onu diğerinden ayıran müstakil bir ilim haline getirdi.
Araştırmacılara göre Sarf ilminde ilk müstakil eseri yazan kişi Ebû Muslim
Muâz el-Herrâ’dır.
<<<
El-Mîzanu’s-Sarfî (الميزان
الصرفي)
El-Mîzanu’s-Sarfî
arap dili uzmanlarının kelimenin yapısını ortaya koymak, asli harflerini tespit
etmek ve kelimeyi benzerlerinden ayırt etmek için koymuş oldukları bir nevi
ölçektir. Bu mizandaki kelimeler vezin veya misâl olarak da isimlendirilmektedir.
Arapça
kelimelerin çoğunluğu üç harften oluştuğu için kelimelerin yapısını tespitte
temel olarak üç harf kullanılır. Bunlar da: Fâ (ف),
Ayn (ع)
ve Lâm (ل) harfleridir. Hangi kelime
olursa olsun aslî harfleri bu üç harfle karşılaştırılır ve o harfler o
kelimenin fâ’sı (فاء الكلمة), ayn’ı (عين الكلمة) ve lâm’ı (لام الكلمة) diye ifade edilir. Şayet kelime
dört aslî harften oluşuyorsa son harfe ikinci lâm (اللام الثانية)
denilir.
Örnek:
(نَصَرَ) vezni (فَعَلَ)dir.
(بُعْد) vezni (فُعْل)dur.
(طَمْأَنَ) vezni (فَعْلَلَ)dir.
Not: Arapçada kelimeler
üç ya da dört aslî harften meydana gelmektedir. Kelimenin kökü bunlardan
oluşmaktadır. Beş veya altı harften oluşan kelimelerin üç veya dört harfinden
fazlası ziyade harflerdir.
<<<
FİİLLER
Arapçada
fiiller harflerinin aslî olup olmadığı yönüyle, kendisinde illet harflerinden
birinin bulunup bulunmaması, zaman açısından, failinin zikredilip edilmemesi
yönüyle, nesne alıp almaması bakımından çeşitli kısımlara ayrılmaktadır.
1- Harflerinin Aslî Olup Olmadığı Yönüyle Fiiller
Bu
yönüyle fiiller temel iki grupta toplanırlar: Mücerred ve Mezîd. Her iki grupda
kendisinde bulunan harf sayısına göre ikinci bir taksime tutulur.
A- Mücerred Fiil: Bütün
harfleri aslî yani kelimenin köküne ait olup bunlardan hiçbirini kaldırmanın
mümkün olmadığı fiillerdir. Bu harflerden biri kaldırılsa kelime ya anlam
kaybına uğrar ya da başka bir anlam kazanır.
Mücerred
fiil iki kısımdır:
1- Üçlü (sülâsî) (خَرَجَ، يَخْرُجُ) gibi.
2- Dörtlü (rubâî) (دَحْرَجَ) gibi.
B- Mezîd Fiil: Aslî harflerinin
yanında ziyade harfler alan fiillerdir. Ziyade harfler şunlardır: (س، أ، ل، ت، م، و،
ن، ي، هـ، ا) Bu fiiller en fazla toplam altı harfe ulaşabilirler. Mezîd
fiiller de Sülâsî Mezîd ve Rubâî Mezîd olmak üzere ikiye ayrılır.
a- Sülâsî Mezîd: Üç kısımdır:
1- Kendisine bir harf ziyade
edilen:
·
(أَكْرَمَ، يُكْرِمُ، إِكْراَماً) gibi. Bu kalıba İf’âl bâbı
(باب إفعال) denir.
·
(كَرَّمَ، يُكَرِّمُ، تَكْرِيماً) gibi. Bu kalıba Tef’îl bâbı
(باب تفعيل) denir.
·
(جَاهَدَ، يُجَاهِدُ، مُجَاهَدَةً وجِهَاداً) gibi. Bu kalıba da Mufâale
bâbı (باب مفاعلة) denir.
2- Kendisine iki harf ziyade
edilen:
·
(اِنْكَسَرَ، يَنْكَسِرُ، اِنْكِسَاراً) gibi. Bu kalıba İnfiâl bâbı
(باب انفعال) denir.
·
(اِفْتَعَلَ، يَفْتَعِلُ، اِفْتِعَالاً) gibi. Bu kalıba İftiâl bâbı
(باب افتعال) denir.
·
(تَنَاوَلَ، يَتَنَاوَلُ، تَنَاوُلاً) gibi. Bu kalıba Tefâul bâbı
(باب تفاعل) denir.
·
(تَقَدَّمَ، يَتَقّدَّمُ، تَقَدُّماً) gibi. Bu kalıba Tefa’ul bâbı
(باب تفعّل) denir.
·
(اِحْمَرَّ، يَحْمَرُّ، اِحْمِرَاراً) gibi. Bu kalıba İf’ilâl bâbı
(باب افعلال) denir.
3- Kendisine üç harf ziyade
edilen:
·
(اِسْتَغْفَرَ، يَسْتَغْفِرُ، اِسْتِغْفَاراً) gibi. Bu kalıba İstif’âl
bâbı (باب استفعال) denir.
·
(اِخْشَوْشَنَ، يَخْشَوْشِنُ، اِخْشِيشَاناً) gibi. Bu kalıba İf’îy’âl
bâbı (باب افعيعال) denir.
·
(اِحْمَارَّ، يَحْمَارُّ، اِحْمِيرَاراً) gibi. Bu kalıba İf’îlâl bâbı
(باب افعيلال) denir.
·
(اِجْلَوَّذَ، يَجْلَوِّذُ، اِجْلِوَّاذاً) gibi. Bu kalıba İf’ivvâl
bâbı (باب افعوال) denir.
b- Rubâî Mezîd: İki kısımdır:
·
(تَدَحْرَجَ، يَتَدَحْرَجُ، تَدَحْرُجاً) gibi fiiller. Bu kalıba Tefa’lele
bâbı (باب تفعلل) denir.
·
(اِحْرَنْجَمَ، يَحْرَنْجِمُ، اِحْرِنْجَاماً) gibi fiiller. Bu kalıba İf’anlele
bâbı (باب افعنلل) denir.
2- Kendisinde İllet Harfinin Bulunup Bulunmaması Yönüyle Fiiller
Fiiller
kendisinde illet harfinin bulunup bulunmaması bakımından sahîh ve mu’tel olmak
üzere iki kısma ayrılır.
A- Sahîh fiil: Aslî harflerinden
herhangi biri illet harfi bulunmayan fiillerdir. İllet harfleri elif (الألف), vâv (الواو), yâ (الياء) harfleridir. Sahîh fiiller üç
kısma ayrılır:
a- Sâlim fiil: Aslî
harflerinde illet harflerinden biri, hemze veya tad’îfin bulunmadığı
fiillerdir.
Tad’îf
(التضعيف): Bir fiilin
aynulfiili ve lâmulfiili aynı cinsten olmasıdır. (مَدَّ) gibi.
b- Muda’af fiil: Kendisinde
tad’îf bulunan fiillerdir. Tad’îf sülâsî fiillerde yukarıda geçtiği üzere olur.
Rubâilerde ise fâulfiili ve birinci lamulfiili aynı cinsten, aynulfiiliyle de
ikinci lamulfiili aynı cinsten olan fiillerdir. (زَلْزَلَ) gibi.
c- Mehmûz fiil: Aslî harflerinden
biri hemze olan fiildir. (أَخَذَ) gibi.
B- Mu’tel fiil: Aslî
harflerinden biri veya daha fazlası illet harfi olan fiilerdir. Bunlar da dört
kısma ayrılır:
a- Misâl fiil: Fâulfiili illetli
olan fiillerdir. (وَعَدَ) gibi.
b- Ecvef fiil: Aynulfiili illetli
olan fiillerdir. (قَالَ) gibi.
c- Nakıs fiil: Lâmulfiili illetli
olan fiillerdir. (غَزَا) gibi.
d- Lefîf fiil: İki kısma
ayrılır: 1- Mefrûk: Fâulfiili ve lâmulfiili illetli olan fiillerdir. (وَقَى) gibi.
2- Makrûn: Aynulfiili
ve lâmulfiili illetli olan fiillerdir. (طَوَى) gibi.
3- Zaman Açısından Fiiller
Zaman yönünden Arapçada
temel üç fiil çeşidi vardır.
a- Mâzî fiil: Geçmiş zaman kipidir. (خَرَجَ، دَحْرَجَ) gibi.
b- Muzârî fiil: Şimdiki ve geniş zaman kipidir. (يَخْرُجُ،
يُدَحْرِجُ) gibi.
c- Emir fiili: Emir kipidir. (اُخْرُجْ،
دَحْرِجْ) gibi.
Failinin zikredilip
edilmemesi yönünden fiiller iki kısımdır:
a- Ma’lûm fiil: Faiili zikredilen ya da bilinen
fiillerdir. Sülâsilerde Faulfiili ve aynulfiili, rubâilerde ise fâulfiili ve
birinci lâmulfiili daima meftuh olur.
(خَرَجَ، دَحْرَجَ) gibi.
b- Mechul fiil: Faiili zikredilmeyen fiillerdir.
Sülâsîlerde faulfiili mazmum, aynulfiili meksur, rubailerde ise faulfiili
mazmum, birinci lamulfiili meksur olan fiillerdir. (نُصِرَ، دُحْرِجَ) gibi.
5- Nesne Alıp Almaması Yönünden Fiiller
Nesne alıp almaması
yönünden fiiller ikiye ayrılır.
a- Müteaddî fiil: Etkisi bir mefule geçen yani nesne
alan fiillerdir. Türkçede bunlara geçişli fiil denilir. (نَصَرَ زَيْدٌ
عَمْراً) “Zeyd Amr’a yardım etti” cümlesinde
yardım etmek fiili Amr’a etki ettiğinden bu fiil müteaddî yani geçişli sayılır.
b- Lâzım fiil: Herhangi bir meful almayan, herhangi bir
nesneyi etkilemeyen yalnızca faille sınırlı kalan fiillerdir. (خَرَجَ زَيْدٌ) “Zeyd çıktı” ifadesinde çıkmak fiili herhangi bir nesneyi
etkilememiş bilakis faille sınırlı kalmıştır. O halde bu fiil lâzım fiildir.
Fiillerin Zamirlere İsnâdı
Fiillerin
zamirlere isnadını öğrenmenin en sağlam metodu klasik arapça eğitim metodunda
okutulan Emsile kitabını iyi bir şekilde özümseyip yine ikinci kitap olan Bina
kitabındaki kalıpları da Emsile’ye göre tatbik etmektir. Biz burada icaz
yöntemini izlediğimizden fiillerin zamirlerle çekimini zikretmeyeceğiz.
Örnekler için belirttiğimiz kitaplara ve tafsilatlı sarf kitaplarına müracaat
edilebilir.
<<<
MASDARLAR
Masdar
kendisinde üç zamanın anlamlarından birini (Mazi, Muzari, Emir) barındırmayan
doğrudan o fiilin zamandan arınmış manasına delalet eden isimdir.
Mesela
(نَصَرَ) maziye, (يَنْصُرُ) Muzariye yani şimdiki zaman ve
geniş zamana, (اُنْصُرْ) ise fiilin gerçekleşmesi
talepten sonra olacağı için gelecek zamana delalet ederken Masdar olan (نَصْرٌ) kelimesi ise bu üç zamandan
uzak olan yardım etmek kavramına delalet etmektedir. Buna İsmu’l-Ma’nâ da
denir.
A- Sülâsî Fiillerin Masdarları
a- Sülâsî Mücerred Fiillerin Masdarları
Sülâsî
mücerred fiillerin masdarlarını belirlemede belirli bir kaide bulunmamaktadır.
Bunları öğrenmenin yegane yolu araplardan işitmek veya kamusa başvurmaktır.
Bununla birlikte dilcilerin belirli kalıpları belirli gruplarda toplama
girişimleri olmuştur. Bunların bazılarını zikredelim:
1- Meslek ve iş gruplarına delalet
eden sülasi mücerred fiillerin çoğunun masdarı (فِعَالَة) vezninde gelir. (زَرَعَ) => (زِرَاعَة) gibi.
2- Hastalık bildiren sülasi
mücerred fiillerin masdarları genelde (فُعَال) vezni üzere gelir. (صدع)
=>
(صُدَاع) gibi.
3- Renk bildiren sülasi mücerred
fiillerin masdarları çoğunlukla (فُعْلَة) vezni üzere gelir. (حَمُرَ) => (حُمْرَة) gibi.
4- Müteaddi sülasi mücerred
fiillerin marsdarlarının çoğu (فَعْل) vezninde gelir. (فَتَحَ) => (فَتْح) gibi.
5- Aynu’l-fiili meksur olan lazım
sülasi mücerred fiillerin masdarlarının çoğu (فَعَلٌ) vezni üzere gelir. (تَعِبَ) => (تَعَبٌ) gibi.
6- Aynu’l-fiili meftuh olan lazım
fiillerin çoğunun masdarı (فُعُول) vezni üzere gelir. (سَجَدَ) => (سُجُودٌ) gibi.
b- Sülâsî Mezîd Fiillerin Masdarları
1- Mazisinin başında hemze
bulunan sülâsinin masdarı (إِفْعَال) vezni üzere gelir. (أَكْرَمَ) => (إِكْرَام) gibi.
2- Mazisinde aynu’l-fiili mudaaf
olan sülasinin masdarı (تَفْعِيلٌ) vezni üzere gelir. (خَرَّجَ) => (تَخْرِيج) gibi.
3- Mazisinde fau’l-fiilinden
sonra elif gelen sülasinin masdarı (فِعَال) ve (مُفَاعَلَة) vezni üzere olur. (جَاهَدَ) => (جِهَاد) ve (مُجَاهَدَة) gibi.
4- Humâsi yani sülasi mezidlerden beş harfli olan fiillerin masdarları
- Humâsî fiilin vezni (تَفَعْلَلَ), (تَفَعَّلً) veya (تَفَاعَلَ) ise masdar sondan bir önceki
harf mazmum kılınıp mazideki şekliyle getirilir.
(تَدَحْرَجَ) => (تَدَحْرُج),
(تَمَكَّنَ) => (تَمَكُّن),
(تَقَاتَلَ) => (تَقَاتُل) gibi.
- Mazîsi (اِنْفَعَلَ) veznindeyse masdar (اِنْفِعَال) vezni üzere gelir. (انكسر) => (انكسار) gibi.
- Mazisi (اِفْتَعَلَ) vezni üzereyse masdar (اِفْتِعَال) şeklinde gelir. (اِمْتَثَلَ) => (امتثال) gibi.
- Mazisi (اِفْعَلَّ) veznindeyse masdar (اِفْعِلال) şeklinde gelir. (اِحْمَرَّ) => (احمرار) gibi.
5- Südâsî yani sülasi mezidlerden altı harfli olan fiillerin masdarları
Bu
fiillerde de masdar fiilinin vezninde getirilir ancak üçüncü harf meksur
kılınıp son harfin öncesine de elif eklenir.
(اِفْعَنْلَلَ) => (اِفْعِنْلال),
(اِفْعَلَلّ) => (اِفْعِلّال),
(اِفْعَوْعَلَ) => (اِفْعِوْعَال), (اِفْعِيعَال),
(اِفْعضالَّ) => (اِفْعِلال),
(اِسْتَفْعَلَ) => (اِسْتِفْعَال) gibi.
B- Rubâî Mücerred Fiillerin Masdarları
Rubai
mücerred fiillerin masdarları (فَعْلَلَة) vezni üzere gelir. (دَحْرَجَ) => (دَحْرَجَة) gibi.
Rubai
mücerred fiil (زَلْزَلَ) fiili gibi mudaaf ise masdarı (فَعْلَلَة) veya (فِعْلال) vezni üzere olur. (زَلْزَلَ) => (زَلْزَلَة) ve (زِلْزَال) gibi.
C- Masdar Mîmî (Mimli masdar)
Sülasi
fiilde (مَفْعَل) vezni üzere gelir. Normal masdarın karşıladığı anlamı taşır.
(شَرِبَ) => (مَشْرَب) gibi.
D- Masdar Sınâî
İsimlerden
elde edilen masdarlara denir. İsmin sonuna şeddeli Yâ harfi ve akabinde Tâ-yı
Marbuta getirilerek elde edilir.
(قَوْمٌ) => (قَوْمِيَّة) gibi.
E- Masdar-ı Merrâ
Fiilin
bir defa gerçekleştiğine delalet ettiğine dair kullanılan masdardır. (فَعْلَة) vezninde gelir. (جَلَسَ) => (جَلْسَة) gibi.
F- Masdar-ı Hey’e
Fiilin
gerçekleşme çeşidini vurgulamak için kaullanılan masdardır. Sadece sülasiden
elde edilir. (فِعْلَة) vezninde gelir. (جَلَسَ) => (جِلْسَة) gibi.
<<<
MÜŞTAKLAR
Müştak
kelimeler belirli köklerden yine belirli kalıplarda gelen sözcüklerdir. (ناصر) kelimesinin (ن،ص،ر) maddesinden türetilmesi gibi.
İsm-i Fâil
Fiili
yapan kişiye delalet etmesi için türetilen isimlerdir.
Sülâsî
fiillerden elde edilen ism-i fâiller (فَاعِل) vezni üzere gelir. (كَتَبَ) => (كَاتِب) gibi.
Sülâsî
olmayanlarda ise fiil-i muzarinin kalıbında muzaraat harfi mazmum mîm’e
çevrilip sondan bir önceki harf de meksûr kılınarak getirilir. (يُخَرِّجُ) => (مُخَرِّج) ve (يَتَقَدَّمُ) => (مُتَقَدِّم) gibi.
Mübâlağa Kalıpları
Mübalağa
kalıpları ism-i fâilin taşıdığı anlamı içermekle birlikte kendisinde faillik
manası daha kuvvetlidir ve o işi yapan kişinin o işi sürekli ya da birçok defa
yaptığı vurgulanır.
Mübalağa
kalıpları yalnızca sülâsî fiillerden elde edilir. Sülâsî dışından gelenler
bulunsa bile bunlar kaide dışıdır.
Bu
kalıplardan bazıları:
1- (فَعَّال): (عَلَّام),
2- (مِفْعَال): (مِقْدَام),
3- (فَعُول): (صَبُور),
4- (فَعِيل): (قَدِير),
5- (فَعِل): (فَطِن).
Sıfat-ı Müşebbehe
İsm-i
fâilin anlamına delalet etmesi için lâzım fiilden elde edilen isimlerdir. Anlam
bakımından ism-i fâile benzediğinden dolayı kendisine sıfat-ı müşebbehe
denilir. Ancak dilciler onu sürekli sabit bir vasıfa delalet ettiğinden dolayı
ism-i fâilden ayırırlar.
Meşhur
kalıpları şunlardır:
1- Şayet fiil (فَعِلَ) veznide ise sıfat-ı müşebbehe
üç vezin üzere gelir:
a- (فَعِلٌ) müennesi (فَعِلَة)’dir. (فَرِح), (فَرِحَة) gibi.
b- (أَفْعَل) müennesi (فَعْلاء)’dir. (أَحْمَر), (حَمْرَاء) gibi.
c- (فَعْلان) müennesi (فَعْلى)’dir. (عَطْشَان), (عَطْشَى) gibi.
2- Şayet fiil (فَعُلَ) vezninde ise sıfat-ı müşebbehe
aşağıdaki şekillerde gelir:
a- (فَعَل) => (حَسَن) gibi.
b- (فُعُل) => (جُنُب) gibi.
c- (فَعَال) => (جَبَان) gibi.
d- (فَعُول) => (وَقُور) gibi.
e- (فُعَال) => (شُجَاع) gibi.
3- Şayet fiil (فَعَلَ) vezninde ise genellikle sıfat-ı
müşebbehe (فَيْعِل) vezninde gelir. (سَادَ) => (سَيِّد) gibi.
Diğer
kalıplar için tafsilatlı sarf kitaplarına müracaat edilebilir.
İsm-i Mef’ûl
Müteaddî
fiilin mechul muzari sigasından elde edilen ve fiilin neye veya kim üzerinde
gerçekleştiğine delalet etmesi için türetilen isimlerdir.
1- Sülâsî fiillerde (مَفْعُل) kalıbında gelir. (كَتَبَ) => (مَكْتُوب) gibi.
2- Sülâsî fiillerin
dışındakilerde ise muzâri fiilin hey’eti üzere gelir. Ancak muzaraat harfi mazmum
mim harfine çevirilir ve sondan bir önceki harf de meftûh kılınır.
(أَخْرَجَ) => (يُخْرَجُ) => (مُخْرَج) gibi.
(اسْتَأْمَنَ) => (يُسْتَأْمَنُ) => (مُسْتَأْمَن) gibi.
İsm-i Zaman ve İsm-i Mekân
İsm-i
zaman ve ism-i mekan aynı kalıpta gelen iki isimdir. Fiilin gerçekleştği zamana
ve mekana delâlet ederler.
1- Sülâsî fiillerde aşağıdaki
şekillerde gelirler:
a- (مَفْعِل)=> (مَوْعِد), (مَبِيع), (مَجْلِس) gibi.
b- (مَفْعَل) => (مَشْرَب) gibi.
2- Sülâsî olmayanlarda ise sülâsî
olmayanların ism-i mefûl sigaları üzere gelir. (مُخْرَج), (مُسْتَخْرَج) gibi.
İsm-i Âlet
Türetildiği
fiilin gerçekleştirilmesinde kullanılan âlete delâlet eden isimlerdir.
Aşağıdaki vezinlerde gelir:
1- (مِفْعَال) => (مِفْتَاح),
2- (مِفْعَل) => (مِصْعَد),
3- (مِفْعَلَة) => (مِسْطَرَة) gibi.
Fiil-i Taaccub
Şaşkınlık,
medih, zem vb. duyguları ifade etmede kullanılan kalıplardır. İki sigası
vardır.
1- (مَا أفْعَلَه) => (مَا أكْرَمَه) gibi.
2- (أفْعِلْ بِهِ ) => (أكْرِمْ بِهِ) gibi.
Anlamı
“ona nasıl da ikrâm etti” diye tercüme edilebilir.
Bunlar
sülâsî olmayan fiillerden türemezler.
İsm-i Tafdîl
Bir
ortak vasıfta birleşen iki şeyden birinin o vasfı diğerinden daha fazla
taşıdığına delâlet eden isimlerdir.
Müzekkerlerden
müfredi (أفْعَل) kalıbında, tesniyesi (أفْعَلا) kalıbında cemisi ise (أفَاعِل) kalıbında gelir.
Müenneslerin
müfredi (فُعْلَى) kalıbında, tesniyesi (فُعْلَيَا) kalıbında cemisi ise (فُعْلَيَات) kalıbında gelir.
<<<
İSiMLER
Maksûr İsim: Sonunda elif-i
lâzime bulunan mu’rab isimlerdir. (الْمُصْطَفَى), (الْفَتَى) gibi.
Memdûd İsim: Sonunda hemze ve
onun öncesinde de zaid elif bulunan isimdir. (سَمَاء), (بِنَاء) gibi.
Mankûs İsim: Sonunda şeddesiz
ya-i lâzime bulunan ondan önceki harf de meksûr olan mu’rab isimdir. (الْهَادِي), (الْمُحَامي) gibi. Bu isimler nekira olarak
geldiklerinde sondaki ya raf ve cer halinde hazfedilir. Nasb halinde sabit
kalır. (هَذَا مُحَامٍ), (مَرَرْتُ بِمُحَامٍ), (رَأَيْتُ
مُحَامِيَاً) gibi.
Sahih İsim: Maksûr, memdûd ve
mankûs isimlerin özelliklerini taşımayan isimlerdir. (رَجُلٌ), (قَلَمٌ) gibi.
Cem-i Teksîr: Müfredinin sigası
değiştirilerek elde edilen çoğul isimlere denir.
(رَجُلٌ) => (رِجَالٌ) gibi.
(كِتَابٌ) => (كُتُبٌ) gibi.
Bunların
birçok kalıpları vardır. Bunlar tafsilatlı kitaplardan ve sözlüklerden
öğrenilebilir.
Cem-i
teksîr sayı bakımından ikiye ayrılır:
1- Cem-i Kılle: Sayısı
üçten ona kadar olan şeylere delalet eden çoğul: (نَجْمٌ) => (أَنْجُمٌ) gibi.
2- Cem-i Kesra: Sayısı üç
ve daha fazlasını kaplayan şeylere delalet eden çoğul: (رَسُولٌ) => (رُسُلٌ) gibi.
İsm-i Tasğîr: Küçümseme, tahkir,
bazen medih, hacmin küçüklüğünü bildirme, zamanın ve mekanın yakınlığını
bildirmek amacıyla kullanılan sigalardır.
Üç
sigası vardır:
1- (فُعَيْلٌ), (نَهْرٌ) => (نُهَيْرٌ) gibi.
2- (فُعَيْعِل), (مَسْجِدٌ) => (مُسَيْجِدٌ) gibi.
3- (فُعَيْعِيل), (سُلْطَان) => (سَلَيْطِين) gibi.
İsm-i Mensûb: Bir yere, bir
kavrama, bir ilim dalına, bir mezhebe veya kabileye vb. nisbet edilen
isimlerdir. Sonuna şeddeli ya getirilerek elde edilir. (صَرْف) => (صَرْفِي) gibi. Bazı kelimeler nisbet
esnasında bazı değişikliklere maruz kalabilir. (عَلِيّ) => (عَلَوِيٌّ) gibi.
<<<